Pages

14 Aralık 2014 Pazar

HB-ST250: Çorak Topraklar | Servet Tursun

Loş ışıkta koltuğuna oturmuş, ellerine bakmaktaydı. Zihnini elleriyle tartıyormuş hissine kapıldı bir an. Aslında avcunun içindeki çizgilere bakmış ve ellerinin babasınınkine ne kadar benzediğine şaşırmıştı. İşte o an anıları zihnine boş bir bardağa doldurulan su gibi dolmuştu. Babası elli beş yaşındayken annesiyle evlenmiş, bir yıl sonra da mutlu evliliğin meyvesi doğmuştu. Çocuk yavaş, ağır, zorlu şartlar altında eğitimini sürdürürken, yirmi yaşında şerefsiz bir kadınla tanışıp evlenmişti. Babası, kadının ne mal olduğunu çözmüş fakat oğluna bir türlü bu düşüncesini kabul ettirememişti. Çocuk, ne bilecek yaşlı başlı adam deyip babasını terslemiş ve kendi hayatında onarılamayan yaralar açılmasına neden olmuştu. Şimdi otuz beş yaşına merdiven dayamıştı, babasını daha iyi anlıyordu.
Masa örtüsündeki kırıntıları silker gibi bir el hareketi yaptı ve bu sayede zihnindeki düşünceleri uzaklaştırdı. İşe koyulma vaktiydi. On yıldır hayvanlar üzerinde çalıştığı deneyini bir insanda uygulamış ve başarılı olmuştu. Kimse anlamasın diye bu deneyi ölüm döşeğindeki babasına uygulamıştı. Şimdi annesi komadaydı, aynı yöntemi, deneyecekti. Doğruldu, hastanedeki yaşlı annesini ziyaret etme vakti gelmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder